Günümüzde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı, hem ebeveynler hem de uzmanlar için gittikçe daha fazla önem kazanıyor. Bu bağlamda, 6 basit sorudan oluşan bir DEHB testi, tanının ne kadar sağlıklı bir temele oturtulabileceği konusunda büyük bir merak uyandırıyor. Ancak bu tür testlerin güvenilirliği ve geçerliliği hakkında birçok farklı görüş bulunuyor. Bu makalede, DEHB'nin ne olduğu, belirtileri, mevcut test yöntemleri ve 6 sorudan oluşan bu testin ne kadar etkili olduğu konusunda detaylı bilgi sunacağız.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), çocukluk döneminde başlayan ve genellikle ergenlik dönemine kadar devam eden bir nöro-gelişimsel bozukluktur. DEHB olan bireylerde dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi belirtiler gözlemlenir. Çocuk yaşta başlayan belirtiler, ergenlik ve yetişkinlik döneminde farklı şekillerde devam edebilir.
DEHB belirtileri genellikle üç grupta toplanır: Dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik. Dikkat eksikliği yaşayan bireylerde, detaylara dikkat etmekte zorlanma, yönlendirme gereksinimi ve yaptığı işte dağınıklık göze çarpar. Hiperaktif bireyler ise, oturdukları yerden kalkma, sürekli hareket etme ve sessiz oyun oynamada zorluk çekme gibi belirtiler sergiler. Dürtüsellik ise, düşünmeden hareket etme, sırada bekleyememe ve başkalarının sözünü kesme gibi davranışlarla kendini gösterir.
Geliştirilen 6 sorudan oluşan bu DEHB testi, bireylerin kendilerini değerlendirmesine olanak tanıyor. Test, kişinin belirli davranışlarını sorgulamakta ve bu davranışların ne sıklıkla yaşandığını anlamaya çalışmaktadır. Ancak bu tür testlerin, insanlar üzerinde tam bir tanı koyma yetkisi olmadığı gerçeği göz ardı edilmemelidir. Uzmanlar, bu testlerin sadece isteğe bağlı bir ön değerlendirme niteliği taşıdığını, kesin tanılar koymanın ise mutlaka bir uzmanın gözlemi ve detaylı incelemesi sonrasında yapılabileceğini belirtmektedir.
Küçük yaştaki bireylerde DEHB tanısı koymak, bazen özellikle de hipermobil ve sürekli hareket halinde olan çocuklar için zorlaşabilir. Bu durum, ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocuklarında bu tür davranışları gözlemlerini gerektirir. Ancak bunun yanında, 6 sorudan oluşan bu test, verilen belirtiler ile bireyin kendini ifade etmesi arasında bağlantı kurma ihtiyacı doğuran bir araç olarak değerlendirilebilir.
Dolayısıyla, bu testin belirleyiciliği, her bireyde farklılık gösterebilir ve sadece bir araç olarak düşünülmelidir. Sonuçlar, eğer DEHB belirtileri gözlemleniyorsa, bir uzmana başvurulması için bir işaret teşkil edebilir. Ancak bu testin sonucu, kesin bir DEHB tanısı anlamına gelmemektedir.
Sonuç olarak, 6 soruda DEHB testi, bireylerin kendilerini değerlendirmelerine yardımcı olabilen bir başlangıç noktası sunar. Ancak tanı koymak için mutlaka bir uzmana danışılması gerekmektedir. Günümüzde DEHB tanıları, çok daha kapsamlı değerlendirmelerle yapılmakta ve bireyler üzerinden detaylı incelemelerle desteklenmektedir. Her durumda, uzman görüşü almak, sağlıklı bir değerlendirme sürecinin en önemli adımlarından biridir. Bu nedenle, ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocukların davranışlarını daha yakından takip etmesi ve gerektiğinde profesyonel yardım almayı ihmal etmemesi büyük önem taşımaktadır.