Dünya genelinde pek çok ilişki, kıskanclık ve öfke yüzünden bitebiliyor. Ancak bazı durumlar, sıradan bir kıskançlık hikayesinin ötesine geçerek korkutucu boyutlara ulaşabiliyor. Son dönemlerde yaşanan trajik bir olay, bu korkunun gerçek bir yansıması olarak karşımıza çıktı. Adana’da bir genç, kız arkadaşıyla yaptığı bir tartışmanın ardından “Senin yerin mutfak” gibi son derece hakaret içeren sözler sarf etti. Bu sözler, kadının ailesinin de dikkatini çekti sıradan bir kız arkadaş-mekan tartışması olmaktan öteye geçti. Cevap vermek yerine, palavra ve benzin dolu bir kavga sahnesi izlemeye başladık. Ardından yaşananlar ise akıllara durgunluk verecek cinsten!
Adana’da gerçekleşen bu olayda, 24 yaşındaki Yasin, 21 yaşındaki Merve ile bir araya geldiği sırada, ikili arasında çıkan tartışma sonucunda erkek arkadaşının öfkesine hakim olamaması dikkat çekti. Merve, Yasin’in sürekli mutfakla ilgili yaptığı şakalar ve sert sözler karşısında daha fazla dayanamadı ve ilişkiyi sorgulamaya başladı. Ancak Yasin, hissettiği kıskançlık ve öfkenin etkisiyle, Merve’nin üzerine benzin dökerek alev almaya neden oldu. Merve, yanarak ve çığlık atarak kaçmaya çalıştı, fakat yaşadığı travma, her şeyden öteydi. Olayın komşuları ve tanıkları, bu korkunç sahneyi gözleriyle görmek zorunda kaldı.
Olayı gören komşular hemen durumu 112 Acil Servis ve polis ekiplerine bildirdi. Ekipler, Merve’yi olay yerinden alarak hastaneye götürdü. Merve’nin fiziksel yaraları hızla tedavi edilse de, yaşadığı mental travmanın etkileri uzun süre sürecek. Yasin ise, olaya karıştığı gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olayın ardından mahallede konuşulanlar ise oldukça çarpıcı; pek çok kişi, bu tarz sözlerin ve erkek egemen söylemlerin, zamanla büyüyerek nasıl bir trajediye dönüşebileceğini gözler önüne seriyor.
Bu olay, sadece bir erkeğin öfkesinin bir kadın üzerindeki etkisini değil, aynı zamanda toplumların kadına olan bakış açısını da sorgulatıyor. “Senin yerin mutfak” gibi ifadelerin, her ne kadar sıradan bir şaka olarak değerlendirilse de, aslında birçok kadının hayatında yaşadığı ve her geçen gün daha da artan şiddet ve ayrımcılığın simgesi haline geliyor. Medya, sosyal platformlar ve toplum, artık bu tarz olayların önüne geçmek için daha fazla ses çıkarmalı ve sorunu çözme yolları aramalıdır.
Olayın sonrasında yaşananlar, kadın cinayetlerinin ve şiddetin önlenmesi için daha fazla adım atılması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Merve’nin yaşadığı bu travmatik deneyim, pek çok kadın için maalesef sıradanlaşan bir durum ve ilişkilere dair kaygıların her geçen gün arttığını göstermektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili tartışmaların hız kazanması gerektiği bu dönemlerde, bireylerin birbirine gösterdiği sevgi ve saygının ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.
Tüm bu yaşananların ardından hem Merve’nin hem de Yasin’in geleceği belirsiz hale geldi. Merve, yaşadığı olaydan sonra tedavi sürecine girecek ve yaşadığı travmayı aşmaya çalışacak. Yasin, belki de pişmanlık duymadan hayatına devam edecektir. Ancak, bu olayın ışığında ortaya çıkan gerçek ise herkes için geçerli: Sevgi, saygı ve anlayışla beslenmelidir. Aksi halde, kaybeden sadece kadınlar değil, aynı zamanda toplumların kendileridir.
Sonuç olarak, bu tür olayların yaşanmasına neden olan zihniyetlerin ve algıların ortadan kaldırılması gereken bir sorumluluk olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların yaşam alanlarının kısıtlanması ve erkek egemen söylemlerinin sürdürülmesi, gelecekte benzer trajedilerin yaşanmasına zemin hazırlayabilir. Umut ediyoruz ki bu tip olaylar, toplumumuzda daha fazla farkındalık yaratır ve cinsiyet eşitliği konusunda adımlar atılmasını teşvik eder.