Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023 yılının Eylül ayında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ni ziyaret ederek Türk halkına destek mesajı verdi. Bu ziyaret, Türkiye’nin Kıbrıs politikası açısından önemli bir dönüm noktası olurken, özellikle Rum yönetimi tarafından büyük bir endişeyle karşılandı. Hatırlatmak gerekirse, Erdoğan’ın KKTC ziyareti, Türkiye’nin Kıbrıs meselesindeki tutumunu ve stratejisini bir kez daha gündeme taşıdı. Rum yönetimi, Erdoğan’ın bu adımını, bölgedeki siyasi dengeleri etkileyebilecek bir tehdit olarak değerlendiriyor.
Erdoğan, KKTC'deki çeşitli etkinliklerde yaptığı konuşmalarda her zaman olduğu gibi, iki devletli çözüm önerisini tekrarladı. Bu durum, uluslararası kamuoyunda ve özellikle Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından ciddi endişelere yol açtı. Erdoğan, Kuzey Kıbrıs'a dair desteklerini vurgularken, adanın durumuna ilişkin barışçıl bir çözüm yerine iki ayrı devletin varlığını savunması dikkat çekti. Rum yönetimi, iki devletli bir çözüm önerisinin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararlarla çeliştiğini ifade ederek, bu durumun adada kalıcı bir bölünmeye yol açabileceğinden korkuyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptıkları görüşmelerde ikili ilişkilerin derinleştirilmesi ve ekonomik iş birliğinin artırılması gibi konularda da anlaşmaya varıldı. İşte bu bağlamda, Erdoğan, adanın kuzeyindeki yatırımların artırılması, altyapı projeleri ve turizm alanında yapılacak iş birlikleri konusunda da bilgiler verdi. Tüm bu gelişmeler, KKTC’nin kendi kendine yeterliliğini artırma çabalarıyla birleşince, Rum yönetiminin endişelerini daha da derinleştiriyor.
Rum yönetimi, Erdoğan’ın KKTC ziyareti sonrası yaptığı açıklamalarda, adada kalıcı bir barış sağlamak için mücadele edeceklerini belirtti. Rum liderliği, Erdoğan’ın açıklamalarının sadece Kıbrıs'taki çözüm arayışlarını zora sokmakla kalmayacağını, aynı zamanda bölgedeki istikrarı da tehdit ettiğini ifade etti. Kıbrıs Müzakereleri’nin yeniden başlaması için bir platform oluşturulması gerektiğini savunan Rum yönetimi, uluslararası camianın bu konuda daha aktif bir rol oynaması gerektiğini belirtti.
Uluslararası medya da Erdoğan’ın KKTC ziyareti üzerine çeşitli yorumlar yaptı. Bazı analistler, Türkiye’nin Kıbrıs stratejisindeki bu net tutumun, Türkiye’nin bölgedeki jeopolitik konumunu güçlendirme planlarının bir parçası olduğunu öne sürdü. Ayrıca, Rum dış politikası açısından Erdoğan’ın açıklamalarının, perspektifini daraltacağını ve uluslararası destek arayışını zorlaştıracağını bildirdi.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC ziyareti, hem Türkiye hem de Kıbrıs’ın geleceği açısından kritik bir önem taşıyor. Rum yönetiminin kaygıları ve uluslararası arenadan gelen tepkiler, bölgedeki dinamiklerin ne denli karmaşık olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kıbrıs sorununun çözümü için atılacak adımlar, yalnızca taraflar arasında değil, uluslararası düzeyde de geniş yankılar uyandıracak gibi görünüyor. Bu alandaki gelişmeleri dikkatle izlemek, hem Türkiye'nin hem de Kıbrıs’ın geleceği açısından büyük önem taşıyor.