2070 yılına doğru dünya nüfusunun dağılımında önemli değişimler yaşanması öngörülmektedir. Bugün dünyanın en kalabalık kıtaları olan Avrupa ve Asya'nın nüfusunun giderek azalacağı tahmin edilmektedir. Aynı zamanda Afrika'nın nüfusunun hızla artacağı ve bu kıtanın önemli bir nüfus payına sahip olacağı öngörülmektedir.
Bu değişimde demografik faktörlerin yanı sıra ekonomik ve sosyal etmenler de rol oynamaktadır. Afrika'nın nüfus artış hızının yüksek olması, bu kıtada yaşanan ekonomik büyüme ve iyileşen sağlık hizmetleri gibi faktörler göz önüne alındığında bu değişimin nedenleri arasında yer almaktadır.
Avrupa ve Asya'nın nüfusunda yaşanan gerilemenin ise yaşlanan nüfus yapısı, düşen doğum oranları ve göçmen politikaları gibi faktörlerle ilişkili olduğu belirtilmektedir. Bu kıtalarda yaşayan insanların yaşam standartlarının yüksek olması ve doğurganlık oranlarının düşük olması da nüfusun azalmasına etki etmektedir.
Söz konusu değişimler, dünya genelinde ekonomik, politik ve sosyal dengeleri de etkileyeceği öngörülmektedir. Bu nedenle, ülkelerin nüfus politikalarını ve ekonomik stratejilerini bu değişimlere göre şekillendirmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu süreçte, doğru politikaların belirlenmesi ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin belirlenmesi önemli bir rol oynamaktadır.